5 Kasım 2014 Çarşamba

20. Yüzyılın Başlarında Menteşe Sancağı Hapishaneleri

Hapis, ceza infaz sistemi olarak Osmanlı ceza hukukundaki yerini batılılaşma süreciyle birlikte aldığından, hapishaneler 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaygınlaşmaya başlamıştır.

Başlangıçta fiziki ve sıhhi bakımdan uygun mekanlarda açılmadıklarından 1856 yılından 1917
yılına kadar aralıklarla çıkarılan nizamname ve yasalarla ıslah edilmeye çalışılmışlardır. 20. yüzyılın başlarında Muğla merkeziyle Marmaris, Köyceğiz, Fethiye, Milas ve Bodrum ilçelerinde yedi hapishane bulunuyordu. Bunların en büyüğü olan Bodrum Genel Hapishanesi, Bodrum Kalesi'nin 1895 yılında genel hapishaneye dönüştürülmesiyle hizmete açılmıştır. Kapasitesi büyük ve havadar olduğu için ülkenin diğer hapishanelerinden sürekli olarak hükümlü sevk edilmiştir.

Hapishane ıslahatının Osmanlı Devleti'nin öncelikli gündemini oluşturmaması nedeniyle Muğla'daki hapishaneler için de yeterli ödenek ve personel ayrılmadığından 19. yüzyılın ikinci yarısında başlatılan ıslah çalışmaları istenen düzeyde başarılı olamamış, insan sağlığına uygun olmayan koşullar cumhuriyet dönemine kadar devam etmiştir.


Hapis, Osmanlı hukukunda bir ceza infaz kurumu olmaktan çok muhakeme öncesi tutuklama mekânı veya uyarı amaçlı kısa süreli bir ceza aracı olarak kabul edildiğinden, suçlulara işledikleri suçlara göre 19. yüzyılın ortalarına kadar hadd, kısas, diyet ödeme, ta’zir, kürek, kalebentlik, prangabentlik, sürgün, para cezası, organ kesme, salben idam (iple asma), iple boğma, çuvala koyarak Boğaziçi'nde denize bırakma, zindana atma gibi cezalar verilmiştir. Bu nedenle hapis cezası Tanzimat'a kadar pek uygulanmamış, hapishane Osmanlı ceza hukukundaki yerini ancak Tanzimat'tan sonra almaya başlamıştır.

İlk zamanlarda mahbes olarak adlandırılan ve haklarında hüküm kesinleşmemiş olan suçluların alıkonulduğu bu mekanlar, hapishane amacıyla inşa edilmiş yapılar olmayıp hükumet binaları altında veya şehrin üst yöneticisinin ikametgâh ve işyeri olarak kullandığı konağın tomruk dairesi, mahzeni, kale, tophane, saray gibi binaların içinde bu amaçla ayrılmış yerlerdi.

Mahbesler, dar, havalandırma imkânı çok sınırlı, az ışık alan ve insan sağlığına uygun olmayan ağır koşulların hüküm sürdüğü mekânlar olmaları nedeniyle özellikle Osmanlı Devleti'ndeki yabancı diplomatlar tarafından eleştirilmiş ve acil olarak ıslah edilmeleri istenmiştir. Osmanlı mahbeslerinin Amerika ve Avrupa hapishanelerinin düzeyine çıkarılması gerektiği inancıyla bir çalışma başlatan İngiltere’nin İstanbul’daki büyükelçisi Stratford Canning, Osmanlı'daki İngiliz konsoloslarından bulundukları yerlerdeki mahbeslerin durumuyla ilgili gözlemlerini raporlarla elçiliğe bildirmelerini istemiştir. Canning, konsoloslardan gelen bu raporları dikkate alarak 1851 yılında Osmanlı mahbeslerinin ıslahı hakkında bir takrir hazırlamış ve acil olarak çözümlenmesi gereken sorunları özetle şu şekilde belirtmiştir:


Mahbeslerde mimari yapı da dahil olmak üzere fiziki koşulların iyileştirilmesi, otoritenin ve mahpusların güvenliklerinin sağlanması, sağlıklarının korunması, ahlaki açıdan ıslah edilmeleri, aydınlatma, ısıtma, havalandırma ve temizlik konularında iyileştirmelere gidilmesi, adil davranılması, şikâyetlerini mahkemelere intikal ettirebilmelerine ve ibadetlerini yapabilmelerine imkân sağlanması.

Canning’in, mahbeslerin ıslah edilmesiyle ilgili takririnin Osmanlı hükümeti tarafından ne kadar dikkate alındığını tahmin etmek güç ise de beş yıl sonra ilan edilen Islahat Fermanı’nda mahbeslerin ıslah edilmeleri gerektiğine ilişkin bir hüküm yer almıştır.

28 Şubat 1856 tarihli fermanda ''…hukuk-ı insaniyyeyi hukuk-ı adalet ile tevfik etmek için mazanne-i sû' olanların veyahut te'dibât-ı cezaiyyeye müstehak bulunanların haps ve tevkiflerine mahsus olan kâffe-i mahbes ve mahall-i sâirede usûl-i hapsiyyenin mümkün mertebe müddet-i kalîle zarfında ıslahına mübaşeret olunması…'' ifadesiyle yer alan mahbesler 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren hapishane olarak adlandırılmaya başlanmıştır.

19. yüzyılın sonlarında planlı, projeli, modern hapishaneler inşa edilmesi planlanmış ise de ülkenin içinde bulunduğu olumsuz ekonomik ve siyasi koşullar nedeniyle gerçekleştirilememiş, bunların yerine özellikle Sultan II. Abdülhamit döneminde ülke genelinde kâgir, tek veya iki katlı, eski binalardan dönüştürülen veya şahıslardan kiralanan sağlıksız, çoğu zaman bodrum katlarından oluşan yapılar yaygınlaşmaya başlamıştır.

Hapishanelerin ülke genelinde yaygınlaşmaya başlamasının ardından 1880 yılında bu kurumların uymak zorunda oldukları fiziki ve idari koşulları belirleyen 6 bölüm ve 97 maddeden oluşan ''Memalik-i Mahrûse-i Şahane'de bulunan Tevkifhane ve Hapishanelerin İdare-i Dâhiliyelerine dair Nizamname Layihası'' yayınlanmıştır. Nizamnamede, hapishanelerde oluşturulacak birimler, görevlendirilecek müdür, gardiyan, tabip, kapıcı, imam, işçi, çamaşırcı gibi personelin özellikleri, görev ve yetkileri, tutuklu ve hükümlülerin barınma, yemek ve sağlıkla ilgili ihtiyaçlarının karşılanması, mahkumların uymak zorunda oldukları kurallar, çalıştırılmaları ve ahlak sicili tutulması gibi konular yer almıştır.

Modern bir ceza infaz kurumunda bulunması gereken özellikleri yansıtan bu nizamnamenin hükümlerinin uygulamadan yoksun kaldığı bundan sonraki gelişmelerden ve yeni ıslahat girişimlerinden anlaşılmaktadır. Adliye örgütüne ve hapishanelere yeterli maddi kaynak ve personel ayrılmaması, tatil günleri dışında günde beş saat görev başında bulunması gereken adliye personelinin öğleden sonra iş yerini terk etmesi ve rüşvet gibi sorunlar da doğrudan hapishaneleri etkilemiştir.

1887 ve 1888 yıllarında Elazığ, Ankara ve Manisa hapishanelerinde yapılan denetimlerde ve hükümlü ve tutuklulardan gelen şikayet dilekçelerinde, on yıla yakın bir süre tutuklu kalıp beraat eden, on beş yıldır hapis yatmakta iken hala temyiz mahkemesinin kararını bekleyen, bir yıla yakın tutuklu kaldığı halde mahkemeye çıkarılmayı bekleyen çok sayıda tutuklu ve mahkûmun bulunduğu tespit edilmiştir.

Hapishanelerin, yukarıda değinilen cezaların 19. yüzyılın ikinci yarısında kabul edilen ceza kanunlarıyla (1840, 1851, 1858) büyük ölçüde uygulamadan kalkması ve devletin dağılma süreciyle birlikte artan asayişsizlik sonucu sayıları hızla çoğalan hükümlü ve tutukluları barındıramaz hale gelmesinin ardından sağlık, güvenlik ve personel istihdamı sorunları büyüyerek devam etmiştir.

Zaten hapishane ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte inşa edilmediklerinden ve zamanla artan ihtiyaçlara cevap veremediklerinden her mali yılbaşında taşradan merkezi hükumete tamir ve değişiklik istekleri bildirilmiştir.

19. yüzyıl boyunca istenilen düzeyde iyileştirilemeyen hapishanelerin olumsuz koşullarının ıslah edilmesi çalışmaları 20. yüzyılın başlarında da devam etmiştir. 1912, 1914 ve 1917 yıllarında yapılan ıslah çalışmalarında tüm hapishane ve ıslah evlerinin tek tip bir mimari plan dahilinde iyileştirilmesi ve yenilenmesi, bahçeli hapishaneler inşa edilmesi, sağlık koşullarının modern esaslara göre yeniden düzenlenmesi ele alınmıştır. Ancak hükumetlerin Balkan ve 1. Dünya Savaşı yıllarında hapishane ıslahı için zaman ve kaynak ayırmaya imkan bulamaması, sorunların Cumhuriyet dönemine devredilmesine neden olmuştur.

Menteşe Sancağı hapishaneleri de aynı olumsuz özelliklere sahip mekanlar olarak göze çarpmaktadırlar.

Menteşe Sancağı'ndaki Hapishaneler

20. yüzyılın başlarında Menteşe Sancağı'nda merkezde 1, Bodrum'da 2, Fethiye, Marmaris, Milas ve Köyceğiz'de birer olmak üzere 7 hapishane bulunuyordu. Kapladığı alan bakımından çok küçük olan bu hapishanelerden sadece Bodrum Genel Hapishanesi diğerlerine göre oldukça büyüktü. Bunun dışındakilerin tamamı rutubetli, az ışık alan, köhne, sağlıksız ve dar mekanlardan oluşmaktaydı.


Bu hapishanelerin fiziki, sosyal, sıhhi özellikleri hakkında Menteşe Mutasarrıflığının 21 Şubat 1914 tarihinde Dâhiliye Nezareti’ne göndermiş olduğu soru varakalarında önemli bilgiler verilmektedir. Kazalarda kaymakam, jandarma kumandanı, savcı, mahkeme başkanı, hapishane müdürü ve gardiyan tarafından imzalandıktan sonra mutasarrıflık tahriratıyla Nezarete gönderilen soru varakalarında, hapishanenin adı, bağlı bulunduğu kaza ve vilâyetin ismi, cinsiyete göre mahkûm ve tutuklu sayıları, hapishanenin üzerinde bulunduğu arazinin yüz ölçümü, ekonomik değeri, kamu malı ya da kiralık olup olmadığı ve sıhhi özellikleri hakkında bilgiler yer almaktadır. Varakalarda ayrıca ıslah edilebilecek olan hapishanelerin ne şekilde tamir edilip yenilenebileceği, ıslah ve tamiri mümkün olmayanların yenilerinin ne tarzda ve nereye inşa edilebilecekleri, mahkûmların iaşelerinin ne şekilde sağlanmakta olduğu ve mahkûmlardan hapishane içinde değişik işlerde çalışanların bulunup bulunmadığına ilişkin bilgilere de yer verilmektedir. 1913 yılında Hapishaneler Müdüriyeti tarafından hazırlanmış olan soru varakalarına göre Menteşe Sancağı’ndaki hapishanelerin durumu şöyledir:


















































Menteşe Sancağı'nın en büyük hapishanesi olan Bodrum Genel Hapishanesi 1895 yılında tarihi Bodrum Kalesi'nin bazı tamirat ve değişikliklerle genel hapishaneye dönüştürülmesi sonucu hizmete açılmıştır. Kalenin genel hapishaneye dönüştürülmesi için gerekli keşif çalışmalarını yapmak üzere 1893 yılında Erkan-ı Harp Kaymakamı (kurmay yarbay) Hüsnü Bey'le birlikte bir mimar görevlendirilmiştir. İki yılda tamamlanan dönüştürme çalışmalarının ardından hapishanenin kurulmasında emeği geçen Hüsnü Bey'e üçüncü rütbeden Osmanlı nişanı takdim edilmiş, Tabip Arif Mehmet Efendi Bodrum Hapishanesi Tabipliği'ne atanmış, gardiyan sayısı da dokuza yükseltilmiştir. Ancak diğer hapishanelerden zaman zaman mahkûm sevk edilmesi nedeniyle dokuz gardiyan

yetersiz kalınca 5 yeni gardiyan daha alınması için tahsisat ayrılmıştır.


Kalenin hapishane koşulları için uygun ve kapasitesinin geniş olması nedeniyle uzak ve yakın bölgelerden mahkum sevk edilmesi bu hapishanedeki mahkum sayısının artmasına yol açmıştır. Hükümlü sayısının bazen 700'e ulaştığı bu hapishane genel hapishaneye dönüştürülmeden önce de ihtiyaç duyulduğunda hapishane olarak kullanılmıştır. 1874 yılında İstanbul hapishanelerinden 100 kadar mahkumun nakledilmesi, Selanik ve Draç hapishanelerindeki kürek mahkumlarının buraya sevk edilmesi mahkûm sayısı yoğun olan hapishanelerin izdihamının giderilmesinde bu hapishanenin önemli işlevinin olduğunu göstermektedir. Kalenin genel hapishaneye dönüştürülmesinden sonra mahkum sevkinin daha da sıklaştığı görülmektedir. 1909 Haziranında Rize Hapishanesi'ndeki

mahkûmlar İstanbul üzerinden aktarmalı olarak Bodrum'a nakledilmiş, Rodos'un İtalyanlar tarafından işgal edilmesi üzerine Rodos Hapishanesi'nden salıverilen 28'i cinayetten, biri hırsızlıktan, biri de yaralamadan hükümlü 30 mahkum, Manastır, İlbasan ve Selanik Divan-ı Harpleri tarafından çeşitli cezalara çarptırılan hükümlüler 1911 yılında Bodrum Genel Hapishanesi'ne gönderilmiştir.


İtalyan ve 1. Dünya Savaşlarında sahillerin sık sık saldırıya uğraması da sahillerdeki hapishanelerde bazı düzenlemeler yapılmasını gerekli kılmıştır. Osmanlı-İtalya savaşı sırasında Bodrum hapishanelerindeki mahkûmlar iç bölgelerdeki hapishanelere nakledilmiş, kale 26-28 Mayıs 1915 tarihlerinde İngiliz ve Fransız savaş gemileri tarafından bombalanınca da kaza merkezindeki hapishane açık kalmak üzere kale içindeki hapishane tahliye edilmiş ve hapishanede görevli personelin civar vilayetlerde istihdam edilmeleri kararlaştırılmıştır. 16 Haziran 1919 tarihine kadar başka hapishanelerde görevlendirilemeyen memur ve müstahdemlerin de işlerine son verilmiştir. Sahillerin saldırıya uğramasının yarattığı güvenlik tehlikesi nedeniyle mahkûmların iç bölgelerdeki hapishanelere nakledilmesi buralarda da aşırı yığılmalara ve güvenlik zayıflığına yol açınca hükumet 1914 yılının sonunda cezalarının dörtte üçünü tamamlayan mahkûmların affedilip salıverilmelerini

öngören bir yasa çıkarmak zorunda kalmıştır.


1916 yılında hapishanelere gönderilen izahat varakalarında da ceza kanununun 48. ve 67. maddeleri arasındaki suçlardan hüküm giyenlerden siyasi suçlular hariç olmak üzere cezalarını tamamlamaya 6 ay kalmış çiftçi ve yol tamircisi gibi genel menfaatlere çalışabilecek olan mahkumların sayılarının bildirilmesi istenmiştir. Savaşın ortaya çıkarmış olduğu ekonomik ve sosyal sıkıntıların az da olsa hafifletilebilmesi için hükümetin böyle bir yola başvurmak zorunda kaldığı anlaşılmaktadır.


Her bakımdan olumsuz koşullar içinde bulundukları soru varakaları tablolarından da anlaşılan hapishanelerin ıslah edilebilmeleri için yerel yöneticilerin yeterli personel ve ödenek ayrılması gerektiğine ilişkin Dâhiliye Nezareti'ne bildirdikleri isteklerin pek karşılanamadığı görülmektedir. Personel yetersizliği nedeniyle kadınlar hapishanesinde erkek, erkekler hapishanesinde de kadın gardiyan çalıştırılmak zorunda kalınmıştır. 1912 yılında Köyceğiz Hapishanesi'nde görevli erkek gardiyanın maaşına zam yapılarak kadınlar hapishanesi gardiyanlığını da yürütmesi sağlanmış, 1.Dünya Savaşı yıllarında Marmaris Erkekler Hapishanesi'nin gardiyanlığını bir süre kadın gardiyan üstlenmiştir. Bazen kadın gardiyanlık için ödenek ayrılmadığından kadınlar fahri gardiyan olarak görev yapmışlar, mutasarrıflığın, maaş tahsis edilmesi isteği Dâhiliye Nezareti tarafından uygun görülmemiştir. Menteşe Mutasarrıflığı tarafından Dâhiliye Nezareti’ne gönderilen 28 Ağustos 1916 tarihli tahriratta, Marmaris Hapishanesi'nin gardiyanlığını fahri olarak yürütmekte olan Nuriye adlı kadına aylık 50 kuruş maaş tahsis edilmesi teklifinde bulunulmuş, ancak Dâhiliye Nezareti Mebanî-i Emiriyye ve Hapishaneler Müdüriyeti’nden 10 Eylül 1916 tarihinde Menteşe Mutasarrıf vekili Ali Galip Bey’e gönderilen cevabi tahriratta maaş tertibinde karşılığı olmadığı için Nuriye kadına maaş tahsis edilemeyeceği bildirilmiştir. Mutasarrıflık tarafından 21 Kasım 1916 tarihinde nezarete gönderilen ikinci tahriratta da Marmaris Hapishanesi gardiyanlığı için gerekli olan aylık 50 kuruş maaş ödeneğinin ve hapishane icar bedeli olan aylık50 kuruşun ödenmeyen 31 kuruşluk kısmının yıl sonuna kadarki toplam miktarıyla birlikte havale edilmesi isteğinde bulunulmuştur. Nezaretin 7 Aralık 1916 tarihli cevabında, tahsis edilen ödenekte gardiyanlık maaşı bulunmadığı için maaş tahsisinin mümkün olmadığı, ancak icar bedelinin toplamı olan 124 kuruşun 25 Kasım 1916 tarih ve 952/22 numaralı havalename ile gönderildiği bildirilmiştir. Savaş yıllarının ortaya çıkardığı olağanüstü koşullar nedeniyle de olsa gerek çok gerekli olmayan durumlarda tahsis edilen ödenekler dışında ilave havalename gönderilmemiştir.


Menteşe Mutasarrıflığı'nın kadın gardiyan için maaş tahsis isteğinin 1918 yılında da devam ettiği anlaşılmaktadır. Marmaris Kadınlar Hapishanesi'nde kadın gardiyan bulunmaması nedeniyle intizamın sağlanmasında zorluklarla karşılaşılınca mutasarrıflık 10 Ağustos 1918 tarihinde Dâhiliye Nezareti'ne bir tahrirat göndererek hapishaneye bir kadın gardiyan alınabilmesi için aylık 200 kuruşluk havalename gönderilmesini istemiştir. Nezaretin kadın gardiyan istihdamı politikasında henüz bir değişiklik olmamış olacak ki 2 Eylül 1918 tarihli cevabında maaşlar tertibinde tahsis edilmiş bakiye olmadığından kadın gardiyan için maaş tahsisinin mümkün olmadığı, ancak gelecek yılın bütçesinde teklif edilen zammın kabul edilmesi durumunda ödenek ayrılabileceği bildirilmiştir.


Küçük hapishanelerdeki mahkumların kadro ve ödenek yetersizliği nedeniyle karşılaştıkları sorunların, başkent İstanbul ve ülkenin diğer bazı büyük hapishanelerinde aynı ölçüde görülmediği anlaşılmaktadır. 1880 ve 1917 nizamnameleri gereğince mahkumlara tanınan haklar büyük hapishanelerde bütçe imkânları dâhilinde yerine getirilmeye çalışılırken küçük hapishanelere aynı imkânlar sağlanamamıştır. Büyük hapishanelerde maaşı ve ekmek bedeli devlet tarafından karşılanmak üzere berber görevlendirilmiş,piyasanın üzerinde fiyatla mal satılmaması koşuluyla bakkal dükkânı işletilmesine izin verilmiş, nizamnameler gereğince görevlendirilmeleri hükmolunan aşçı, tabip, din adamı atamaları yapılmıştır.

Bodrum Genel Hapishanesi’ndeki hükümlüler kısmen de olsa bu tür hizmetlerden yararlanabilmekte iken diğer ilçe hapishaneleri aynı imkâna sahip

değillerdi. Bodrum Hapishanesi’ne kadrolu tabip atanmış, ekmek temin işi bir

müteahhide verilmiş iken diğer hapishanelerdeki mahkûmların sayısının azlı-ğından ve mekân darlığından olsa gerek tabip, berber, imam vs. atanmamış,

ekmek ihtiyacı dışarıdaki fırınlardan sağlanmıştır.

Hapishane Yoklama Cetvellerinden Örnekler

Dâhiliye Nezareti yılda üç kez olmak üzere hapishanelerdeki mahkûmların

cinsiyetlerine ve suç çeşitlerine göre sayılarını gösteren yoklama cetvelleri istemiştir. 1 Kasım-28 Şubat, 1 Mart-1 Temmuz, 1 Temmuz-1 Kasım dönemlerini

kapsayan yoklama cetvellerinde suçun çeşidi cinayet, cünha ve kabahat olmak

üzere üç gruba ayrılmıştır. Kaymakam, savcı, mahkeme başkanı, jandarma kumandanı, tabip ve hapishane gardiyanı tarafından imzalanan cetveller düzenli

olarak nezarete gönderilmiştir.

Yoklama cetvelleri, izahat varakaları ve değişik bilgi formlarıyla hapishaneler hakkında istatistik amaçlı bilgi toplama uygulaması İttihat ve Terakki döneminde yaygınlaşmıştır. Hapishanelerle ilgili istatistikî bilgileri ceza reformu

programlarını meşrulaştırmada kullanmayı amaçlayan parti, hapishaneleri aynı

zamanda sosyal reform, modernleşme ve imparatorluğun yıkılmasından sonra

kurmayı düşündüğü ulus devlet programı için birer laboratuar haline getirmeye çalışmıştır

40

.

Hangi amaçlarla düşünülmüş olursa olsun hapishanelerdeki mahkûmların

suç çeşidi, yaş, cinsiyet, meslek vb. durumlarının bilinmesini sağlayan cetvel ve

istatistiklerin gelecekte izlenecek ceza ve hapishane politikalarının belirlenme-39

BOA, DH.MKT, Dos.1478, no.21; BOA, DH.MB.HPS.M, Dos.2, no.18.

40

Schull, agm., s.215.

126• TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

sinde önemli birer gösterge oldukları açıktır. Cetvel örneklerinden bazıları şöyledir:

Tablo VIII: Marmaris Hapishanesi’nin 1914 Yılı İkinci Dört Aylık

Yoklama Cetveli

41

.

Mahkûmların Miktarı Düşünceler Tutukluların Miktarı

Suçun

Çeşidi

Erkek Kadın Yekûn Erkek Kadın Yekun

Düşünceler

Cinayet 0 0 0

Cünha 6 0 6

Kabahat 4 2 6

7 0 7

Yekûn 10 2 12

1914 yılı 1

Temmuz-1

Kasım arası

7 0 7

Hal-i hazır

durum

nedeniyle

Muğla

Hapishanesi’ne naklolunmuştur.

1914 yılı 1 Temmuz-1 Kasım arası 4 aylık dönemde Marmaris Hapishanesi’nde

yapılan yoklamada 10 erkek, 2 kadın olmak üzere toplam 12 mahkûm, 7 erkek tutuklunun bulunduğu anlaşılmış ve bu cetvel onaylanmıştır. 8 Aralık 1914. Marmaris Kazası

Bidayet Mahkemesi Başkanı, Marmaris Kazası Müddeî-iUmumi (Savcı) Vekili adına

memur, Marmaris Jandarma Kumandanı adına Başçavuş, Marmaris Hükümet Tabibi.

Tablo IX: Marmaris Hapishanesi’nin 1917 Yılı İkinci Dört Aylık

Yoklama Cetveli

42

.

Mahkûmların Miktarı Düşünceler Tutukluların Miktarı

Suçun

Çeşidi

Erkek Kadın Yekûn Erkek Kadın Yekûn

Cinayet 0 0 0 1 0 1

Cünha 0 2 2 2 0 2

Kabahat 6 5 11 0 0 0

Yekûn 6 7 13

1917 yılı 1

Temmuz-

1 Kasım arası

3 0 3

41

BOA, DH.MB.HPS.M, Dos.18, no.75, Lef.1.

42

BOA, DH.MB.HPS.M, Dos.31, no.67, Lef.1,2.

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ• 127

Marmaris Kazası Kaymakam Vekili, Bidayet Ceza Mahkemesi Reisi, Müddeî-i

Umumi Vekili, Müstantik ,(Sorgu Hakimi) Jandarma Kumandanı, Hapishane Müdürü,

Tabip. 1 Kasım 1917.

Tablo X: Marmaris Hapishanesi’nin 1917 Yılı Üçüncü Dört Aylık

Yoklama Cetveli

43

.

Mahkûmların Miktarı Düşünceler Tutukluların Miktarı

Suçun

Çeşidi

Erkek Kadın Yekûn Erkek Kadın Yekûn

Cinayet 0 0 0 0 0 0

Cünha 1 10 11 0 3 3

Kabahat 1 0 1 0 0 0

Yekûn 2 10 12

1917 yılı 1

Kasım-

28 Şubat arası

0 3 3

Marmaris Kazası Kaymakam Vekili, Bidayet Ceza Mahkemesi Reisi, Müddeî-i

Umumi Vekili, Müstantik, Jandarma Kumandanı, Hapishane Gardiyanı, Tabip. 1 Mart

1918.

Tablo XI: Marmaris Hapishanesi’nin 1918 Yılı Birinci Dört Aylık

Yoklama Cetveli

44

.

Mahkûmların Miktarı Düşünceler Tutukluların Miktarı

Suçun

Çeşidi

Erkek Kadın Yekûn Erkek Kadın Yekûn

Cinayet 0 0 0 0 0 0

Cünha 0 7 7 2 0 2

Kabahat 1 1 2 0 0 0

Yekûn 1 8 9

1918 yılı 1

Mart-1 Tem-

muz arası

2 0 2

Marmaris Kazası Kaymakamı, Müddeî-i Umumi Vekili, Jandarma Kumandanı,

Hapishane Gardiyanı. 1 Temmuz 1918.

43

BOA, DH.MB.HPS.M, Dos.33, no.33, Lef.1.

44

BOA, DH.MB.HPS.M, Dos.34, no.67, Lef.2.

128• TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

Tablo XII: Marmaris Hapishanesi’nin 1918 Yılı İkinci Dört Aylık

Yoklama Cetveli

45

.

Mahkûmların Miktarı Düşünceler Tutukluların Miktarı

Suçun

Çeşidi

Erkek Kadın Yekûn Erkek Kadın Yekûn

Cinayet 0 0 0 0 0 0

Cünha 4 3 7 0 0 0

Kabahat 2 2 4 0 0 0

Yekûn 6 6 11

1918 yılı 1

1 Temmuz-

1 Kasım arası

0 0 0

Marmaris Kazası Kaymakamı, Müddeî-i Umumi Vekili, Jandarma Kumandanı,

Gardiyan. 31 Ekim 1918.

45

BOA, DH.MB.HPS.M, Dos.35, no.78, Lef.2.

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ• 129

Tablo XIII: Menteşe Sancağı'ndaki Tüm Hapishanelere Ait 1918 Yılı Üçüncü

Dört Aylık Mahkûmlar ve Tutuklular Cetveli

46

.

Mahkûmlar

Haklarında kesin

hüküm

verilmeyip tutuklu bulunanlar

Kabahat Cünha Cinayet

Kaza

İsimleri

Erkek

Kadın

Erkek

Kadın

Erkek

Kadın

Yekûn

Erkek

Kadın

Yekûn

Muğla 0 0 14 3 75 11 103 43 6 49

Milas 0 0 5 1 0 0 6 11 1 12

Marmaris 1 0 2 4 0 0 7 0 0 0

Köyceğiz 0 0 29 21 1 0 51 16 8 24

Bodrum 0 0 6 1 0 0 7 1 0 1

Fethiye 4 0 10 12 0 0 26 23 0 23

Yekûn 5 0 66 42 76 11 200 94 15 109

Düşünceler

Bu cetvel 28 Nisan 1919 tarihinde Menteşe Mutasarrıflığı İstatistik Müdürlüğü tarafından hazırlanmıştır.

46

BOA, DH.MB.HPS.M, Dos.38, no.33, Lef.2.

130• TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

Tablo XIV: Hapishanelere Ait İzahat Varakası

47

.

1. Hapishane Mahallerinin İsimleri: Marmaris

2. Hapishane: ……

3. Tevkifhane:Ayrıca tevkifhane yoktur, hapishane vardır.

4. Müdürün ismi, müdür bulunmadığı takdirde memur veya başgardiyanın ismi: Celal

Efendi adında bir gardiyan vardır.

5. Kâtiplerin adedi:Yoktur.

6. Gardiyanların adedi:1 gardiyan vardır.

7.Mevcudun adedi: 6 Erkek Kadın Henüz 18

yaşında

bulunmayan tutuklular

a. Tevkifhanede:

b. Hapishanede

Yoktur

3

Yoktur

3

Yoktur

8. Ceza kanunnamesinin 48. ve 67. maddelerine kadar adı geçen suçlardan dolayı ilgili

maddeler hükümlerine uygun olarak mahkûm olan siyasi suçlular hariç olmak üzere

cezalarını tamamlamaya 6 ay kalmış olan

çiftçi ve yol tamircileri gibi umumi menfaatlere çalışabilecek mahkûmların sayısı: Yoktur

9. Tutukluların adedi:

a. Günlük umumi menfaat için çalışanlar:

b. Hapishanenin kendi işlerinde müstadem

bulunanlar:

c. Hususi siparişlerin imaliyle meşgul

bulunanların adedi:

d. Hiçbirişi bulunmayanların adedi:

Yoktur

Yoktur

Yoktur

Yoktur

3

10.Yiyeceklerin ne şekilde hazırlandığı:

a. Hapishanenin kendi mutfağında

b. Bir müteahhit vasıtasıyla

c. Bir hayır cemiyeti tarafından

Fırıncılardan

alınmak suretiyle

mahpuslar idare

edilmektedir.

1. İşbu cetvel mümkün olduğu kadar süratle doldurulmak üzere vilayetler veya

mutasarrıflıklarca hapishanelere dağıtılacaktır.

2. Soruların karşılıkları doldurulduktan sonra vilayetler veya mutasarrıflıklar tarafından vilayetler veya liva dâhiline ait olanlar bir araya toplanarak tamamı onaylandıktan sonra topluca yazı ile nezarete gönderilecektir.

3. Cevaplar gayet açık olarak yazılacaktır.

47

BOA, DH.MB.HPS.M, Dos.26, no.65, Lef.1.




4. Her sorunun cevabı karşısına yazılacak ve sorunun içerdiği husus mahallinde

mevcut değilse cevap hanesi açık bırakılmayıp işaret konulacaktır. Dâhiliye Nezareti

Hapishaneler İdare-i Umumiyesi. 14 Aralık 1916.

Cetvellerden XX. yüzyılın başlarında Menteşe Sancağı hapishanelerinde

Bodrum Genel Hapishanesi kapatılıncaya kadar ortalama 800 ila 1.000 arasında

mahkûmun bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu hapishanenin kapatılmasının ardından XIII no’lu tabloda görüldüğü gibi mahkûmların sayısı ortalama dörtte

üç oranında azalma göstermiştir.

Konuyla ilgili arşiv belgelerinden Menteşe Sancağı hapishanelerindeki

mahkûmlardan İstanbul’daki merkezi yönetime pek şikâyet dilekçesi gönderilmediği anlaşılmaktadır. Van, Konya, Şam, Ankara, Manisa gibi hapishanelerdeki mahkûmların şikâyetlerine ilişkin Mebanî-i Emiriyye ve Hapishaneler

Müdüriyeti ve diğer bazı fonlarda belgelere rastlandığı halde

48

Bodrum Genel

Hapishanesi ekmek müteahhidi Bodrumlu Resulzade Halil’in, kalan alacakları-nın ödenmediğine ilişkin 2 Eylül 1916 tarihli şikâyetinin

49

dışında Menteşe hapishanelerinden dilekçe gönderildiğine dair belgelere şimdilik ulaşılamamıştır.

Sonuç

Osmanlı Devleti’nin siyaset, eğitim, bilim ve askeri alanda gösterdiği batılı-laşma çabalarından hukuk ve ceza infaz sistemi de doğrudan etkilenmiştir.

Tanzimat döneminde batılı ülkelerin hukuk sistemlerinden esinlenilerek hazırlanan ceza kanunlarıyla yüzlerce yıldır uygulana gelen bedene yönelik cezalandırma yöntemleri kaldırılmış, onların yerini ceza infaz kurumu olarak hapis ve

hapishane almıştır. Ancak hapishaneler başlangıçta mahkûm ve tutukluların

sağlık, barınma, iyi yönetilme gibi haklarının sağlanmasını kolaylaştırıcı nitelikte yapılar olarak inşa edilmediklerinden Osmanlı Devleti XIX. yüzyılın ikinci

yarısından itibaren batılı devletlerin hapishane ıslahı baskılarına maruz kalmış-tır.

XIX. ve XX. yüzyılın başlarında kabul edilen yasa ve nizamnamelerle hapishanelerin ıslahına başlanmış, mahkûmların hakları güvence altına alınarak

genişletilmeye çalışılmıştır. Ancak bu iyileştirmeler mimari olarak yenilenme-

48

Konya Hapishanesi’ndeki mahkûmların, bakkalın fahişfiyatla mal satmasının engellenmesine

ilişkin 1909 yılındaki şikâyet dilekçeleri, (BOA, DH.MKT, Dos.2905, no.19); Eskişehir Hapishanesi’ndeki mahkûmların yemek ve elbiselerle ilgili 1920 Mart’ındaki şikayetleri (BOA,

DH.MB.HPS, Dos.98, no.46); Van Merkez Hapishanesi’ndeki mahkûmların elbiselerini yıkamak için bir süredir sabun ve odun verilmemesi nedeniyle temizlenemediklerine ilişkin 1887

Mayıs’ındaki şikayetleri (BOA, DH.MKT, Dos.1441, no.15) ile ilgili belgeler bunlara örnektir.

49

BOA, DH.MB.HPS.M, Dos.25, no.53.




yen dar, sağlıksız eski mekânlar içinde yapılmaya çalışıldığından istenilen düzeyde başarılı olunamamıştır. Örneğin 28 m²’lik Köyceğiz Hapishanesi’nde 26,

36 m²’lik Marmaris Erkekler Hapishanesi’nde 8, 40 m²’lik Bodrum Merkez Hapishanesi’nde 13 mahkûmun barındığı, bahçelerinin ve gerektiği kadar havalandırma imkânlarının olmadığı dikkate alınırsa yapılan diğer iyileştirmelerin

fazla önem taşımadığı anlaşılacaktır. Taş döşeli avlusu bulunan 300 m² büyüklüğündeki Muğla Merkez Hapishanesi’nde 228 mahkûmun barındırılması, İstanbul’un büyük hapishanelerinde başarılı olan ıslah çalışmalarının XX. yüzyı-lın ilk çeyreğinde taşra hapishanelerinde aynı düzeyde olmadığını göstermektedir.

Dağılma sürecine giren devletin siyasi varlığını koruma kaygısıyla merkezi

gücün kontrolü ve suç çeşitliliği arttırılınca suçlu sayısı çoğalmış, buna karşılık

sağlıklı mekânsal büyüme sağlanamamıştır. Bu da cumhuriyetin ilk yıllarına

kadar hapishanelerde asayişsizliğin, bulaşıcı ve salgın hastalıkların, suiistimallerin, intizamsızlığın devam etmesine neden olmuştur. Her şeye rağmen bedene

yönelik ağır cezalar uygulayan infaz sisteminden bu aşamaya gelinmesini de

reform sürecinin başarısı olarak değerlendirmek gerekir. ©
KAYNAKLAR

Başbakanlık Osmanlı Arşivi Belgeleri

DH.EUM.3.Şube (Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti 3. Şube), Dos.28, no.45, Lef.8.

DH.MB.HPS, (Dahiliye Nezareti Mebânî-i Emîriyye Hapishaneler Müdüriyeti Evrakı), Dos.104, no.15, Lef.1-8.

DH.MB.HPS,Dos.103, no.27.

DH.MB.HPS, Dos.104, no.35.

DH.MB.HPS,Dos.74, no.38.

DH.MB.HPS, Dos.163, no.34.

DH.MB.HPS,Dos.105, no.33.

DH.MB.HPS,Dos.41, no.24.

DH.MB.HPS,Dos.93, no.1, Lef.1.

DH.MB.HPS,Dos. 93, no.1, Lef.2.

DH.MB.HPS,Dos. 93, no.1, Lef.3.

DH.MB.HPS,Dos. 93, no.1, Lef.4.

DH.MB.HPS,Dos. 93, no.1, Lef.5.

DH.MB.HPS,Dos. 63, no.21.

DH.MB.HPS,Dos. 94, no.16, Lef.1.

DH.MB.HPS,Dos. 94, no.16, Lef.2.

DH.MB.HPS, Dos.98, no.46.

DH.MB.HPS.M, (Dahiliye Nezareti Mebânî-i Emîriyye Hapishaneler Müdüriyeti Müteferrik Evrakı), Dos.11, no.18, Lef.2.

DH.MB.HPS.M, Dos.11, no.18, Lef.3.

DH.MB.HPS.M, Dos.11, no.18, Lef.4.

DH.MB.HPS.M, Dos.11, no.18, Lef.5.

DH.MB.HPS.M, Dos.11, no.18, Lef.6.

DH.MB.HPS.M, Dos.11, no.18, Lef.7.

DH.MB.HPS.M, Dos.11, no.18, Lef.8.

DH.MB.HPS.M, Dos.31, no.82.

DH.MB.HPS.M,Dos.26, no.65, Lef.1.

DH.MB.HPS.M, Dos.2, no.18.

DH.MB.HPS.M, Dos.18, no.75, Lef.1.

DH.MB.HPS.M, Dos.31, no.67, Lef.1,2.

DH.MB.HPS.M, Dos.33, no.33, Lef.1.

DH.MB.HPS.M, Dos.34, no.67, Lef.2.

DH.MB.HPS.M, Dos.35, no.78, Lef.2.

DH.MB.HPS.M, Dos.38, no.33, Lef.2.

DH.MB.HPS.M, Dos.25, no.53.

DH.MB.HPS.M, Dos.1/2, no.10.

DH.MKT (Dahiliye Nezareti Mektubi Kalemi), Dos.2, No.12, Lef.1.

DH.MKT, Dos.2062, no.15.

DH.MKT,Dos.2, no.12, Lef.4-5.

DH.MKT,Dos.2, no.12, Lef.7-10.

DH.MKT,Dos.2835, no.79.

DH.MKT, Dos.1478, no.21.

DH.MKT, Dos.2905, no.19.

DH.MKT, Dos.1441, no.15.

DH.TMIK.S (Dahiliye Nezareti Tesri-i Muamelat ve Islahat Komisyonu Islahat), Dos.30, no.68, Lef.1-3.


Kitaplar ve Makaleler

ACAR, İsmail; “Osmanlılarda Zina Suçu ve Cezası”, Türkler, Cilt.X, Ankara 2002,

s.83-90.

AVCI, Mustafa; “Osmanlı Uygulamasında İnfazı Özellik Gösteren Hapis Türleri:

Kalebentlik, Kürek ve Prangabentlik”, Yeni Türkiye, Sayı 45, (Mayıs-Haziran

2002), s.128-147.

________“Osmanlı Hukukunda Para Cezaları”, Türkler, Cilt X, Ankara 2002, s.91-106.

BAYINDIR, Abdülaziz; “Örneklerle Osmanlı’da Ceza Yargılaması”, Türkler, Cilt X,

Ankara 2002, s.69-82.

DEMİREL, Fatmagül; “Osmanlı Adliye Teşkilatında Yaşanan Sorunların Hapishanelere Yansıması (1876-1909), Osmanlı’da Asayiş Suç ve Ceza 18.-20. Yüzyıllar,

Derleyenler: Noemi Levy ve Alexandre Toumarkıne, Tarih Vakfı Yurt Yay., İstanbul, Basım Yılı Yok, s.190-199.

GÖNEN, Yasemin Saner; “Osmanlı İmparatorluğu’nda Hapishaneleri İyileştirme

Girişimi 1917 Yılı”, Hapishane Kitabı, Der: Emine Gürsoy Naskali ve Hilal Oytun Altın, İstanbul 2005, s.173-183.

KARAL, Enver Ziya; Osmanlı Tarihi, Cilt.V, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara

1983.

KÖSE, Osman; “XVIII. Yüzyıl Sonları Rus ve Avusturya Savaşları Esnasında Osmanlı Devleti’nde Bir Uygulama: İstanbul’da İçki ve Fuhuş Yasağı”, Turkish

Studies, Volume 2/1, (Winter 2007), s.104-123.

MAŞALI, Münteha; “Osmanlı’da Ölüm Cezası”, Yeni Türkiye, Sayı 45, (MayısHaziran 2002), s.148-161.

SCHULL, Kent; “Tutuklu Sayımı: Jön Türklerin Sistematik Bir şekilde Hapishane İstatistikleri Toplama Çalışmaları ve Bunların 1911-1918 Hapishane Reformu

Üzerine Etkileri” Osmanlı’da Asayiş Suç ve Ceza 18.-20. Yüzyıllar, Derleyenler: Noemi Levy ve Alexandre Toumarkıne, Tarih Vakfı Yurt Yay., İstanbul, Basım Yılı Yok, s.212-238.

s.212-238.

YILDIZ, Gültekin; Osmanlı Devleti’nde Hapishane Islahatı (1839-1908), Basılmamış

Yüksek Lisans Tezi Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul, 2002.


-Gültekin Yıldız, Osmanlı Devleti’nde Hapishane Islahatı (1839-1908), Basılmamış Yüksek

Lisans Tezi Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2002, s.107




Abdülaziz Bayındır, Örneklerle Osmanlı’da Ceza Yargılaması, Türkler, Cilt 10, Ankara 2002,

s.73-78; Mustafa Avcı, “Osmanlı Uygulamasında İnfazı Özellik Gösteren Hapis Türleri: Kalebentlik, Kürek ve Prangabentlik”, Yeni Türkiye, Sayı 45, (Mayıs-Haziran 2002), s.128-147; Avcı,

“Osmanlı Hukukunda Para Cezaları”, Türkler, Cilt 10, Ankara 2002, s.91-106; Münteha Maşalı,

“Osmanlı’da Ölüm Cezası”, Yeni Türkiye, Sayı 45, (Mayıs-Haziran 2002), s.148-161; Osman

Köse, “XVIII. Yüzyıl Sonları Rus ve Avusturya Savaşları Esnasında Osmanlı Devleti’nde Bir

Uygulama: İstanbul’da İçki ve Fuhuş Yasağı”, Turkish Studies, Volume 2/1, (Winter 2007),

s.113; İsmail Acar, “Osmanlılarda Zina Suçu ve Cezası”, Türkler, Cilt 10, Ankara 2002, s.83-90.


Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, V. Cilt, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1983, s.262




Nizamname layihasının metni için bkz. BOA, (Başbakanlık Osmanlı Arşivi), DH.MB.HPS.M,

(Dahiliye Nezareti Mebânî-i Emîriyye Hapishaneler Müdüriyeti Müteferrik Evrakı),Dos.1/2,

no.10.


Fatmagül Demirel, “Osmanlı Adliye Teşkilatında Yaşanan Sorunların Hapishanelere Yansıması (1876-1909), Osmanlı’da Asayiş Suç ve Ceza 18.-20. Yüzyıllar, Derleyenler: Noemi Levy ve

Alexandre Toumarkıne, Tarih Vakfı Yurt Yay., İstanbul, Basım Yılı (?), s.192-199.


1911-1918 yılları arasında yapılan hapishane ıslah çalışmaları için bkz. Kent Schull, “Tutuklu

Sayımı: Jön Türklerin Sistematik Bir şekilde Hapishane İstatistikleri Toplama Çalışmaları ve

Bunların 1911-1918 Hapishane Reformu Üzerine Etkileri” Osmanlı’da Asayiş Suç ve Ceza…,

s.212-238; Yasemin Saner Gönen, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Hapishaneleri İyileştirme Giri-şimi 1917 Yılı”, Hapishane Kitabı, Der: Emine Gürsoy Naskali ve Hilal Oytun Altın, İstanbul

2005, s.173-183; 1917 yılında kabul edilen hapishaneler nizamnamesi için bkz. BOA,

DH.MB.HPS.M, Dos.31, no.82.


BOA, DH.EUM. 3. Şube (Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti 3. Şube), Dos.28,

no.45, Lef.8.

26

BOA, DH.MB.HPS, Dos.104, no.35; BOA, DH.MB.HPS,Dos.74, no.38.

27

BOA, DH.MB.HPS, Dos.163, no.34.

28

BOA, DH.MB.HPS,Dos.105, no.33.

29

BOA, DH.MB.HPS.M,Dos.26, no.65, Lef.1.

30

BOA, DH.MB.HPS,Dos.41, no.24.

31

BOA, DH.MB.HPS,Dos.93, no.1, Lef.1.


Kaynak

Türkiyat Araştırmaları Dergisi

Doç. Dr. Mehmet Temel

Muğla Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder