30 Ağustos 2019 Cuma

Kurbanzâde Hacı Süleyman Efendi

 Kurbanzâde Hacı Süleyman Efendi, Muğla'nın yetiştirdiği büyük din alimi ve mutasavvıf.

1797 yılında doğan Hacı Süleyman Efendi, ilminin başlangıcını 20 yaşlarındayken Kırkağaç’ta Hacı Süleyman Efendi’den; yüksek ilmini ise, Evliyazade Hacı İbrahim Efendi’den almıştır. İlmini tamamladıktan sonra tasavvuf yoluna yönelerek Konya’da Bozkırlı Memiş Efendi Hazretlerinden batıni (sır ve gerçekle ilgili) ilimleri almış, Abdullah Mekki Hazretlerinin güneş gibi nurlarından faydalanmıştır.

Daha sonra memleketi olan Muğla’ya dönerek yapmayı başardığı Kurbanzade Camii Medresesinde, insanları İslamî bilgilerle donatırken, bir taraftan da insandaki kötü ahlakları yok ederek ruh terbiyesi vermeye çalışmıştır. Kıymetli âlimlerden ve Nakşibendî tarikatının büyüklerinden olan Kurbanzade Hacı Süleyman Efendi, belirli vakitlerde Hatm-i Hacegan yaptırırdı. İlmin tüm alanlarında uzmandı. Özellikle tefsir, hadis ve tasavvufta büyük söz sahibiydi. Talebelerine hadis derslerinde Camiu’s-Sağir’i okuturdu. Her an ilahi cezbe içerisinde olduğu ve kendisini ilme adamış güzel ahlak sahibi ve cömert bir kişiliğe sahip olduğu rivayet edilir.

Kendi adıyla anılan Kurbanzade Camini yaptırmıştır. Yaptırdığı bu camide hem imam, hem hatip hem de tekke şeyhi idi. 1875 yılında öldükten sonra caminin önündeki çeltik ağacının dibinde, Kurbazade caminden önce yapılmış olan caminin ilk imamı olan Bülbül Hoca adıyla tanınan kişinin yanına defnedilmiştir.

Kurbanzade Hacı Süleyman Efendi ile alakalı halk arsında anlatılan kerametli olaylar vardır. Bunlardan birincisi, bu mübarek zatın hastalığı ağırlaştığı zaman sevenlerinden Mustafa Efendi’nin eşi Hafize Hanım ziyaretine geldiğinde “Hafize’nin bize karşı güzel düşünceleri olduğundan Cuma günü vefat edeceğimizi tahmin etmekte ise de Salı günü de olabilir” demiş ve bir gün sonra Salı günü vefat ettiği rivayet edilmektedir.

İkincisine gelince, oturduğu evin önünde küçük küçük torbalar içerisinde yemişler bulundurur ve gelen ziyaretçilerin çocuklarına ikramda bulunarak “bunları ayıplamayın kurban oğlunun keseleridir” dermiş.

Üçüncüsü ise, Kurbanzade bir gün hizmetine bakan talebesi Şaban’ın Osman Dayı’ya Muğla’daki kütüphanesinin anahtarını vererek “şimdi git kütüphanedeki Ruhu’l-Beyan Tefsirini al getir” demiş. Osman Dayı kütüphaneye gelip kapısını anahtarla açıp içeri girdiğinde kendisine Kurbanzade’nin söz konusu tefsiri uzattığını görmüş.

Dördüncü olarak da bir gün halifesi Hacı Molla Mustafa Efendi’ye yaylada bir desti vermiş ve destinin bir eşinin Muğla’daki kütüphanede olduğunu, ikisini doldurarak getirmesini istemiş. Hacı Molla Mustafa Efendi Muğla’ya gelerek kütüphaneyi açtığında Kurbanzade’nin içerde namaz kıldığını görmüş. Seslenmeden oradaki destiyi alıp doldurarak yaylaya gelen Mustafa Efendi, Kurbanzade’yi orada görmüş.

Bu ve benzeri kerametleri anlatılan bu şahsın halk üzerinde de küçümsenemeyecek kadar etkisi vardır. Her konuda kendisinden gıpta ile söz edilmektedir. Bir kişinin çok hızlı ve çabuk olduğunu anlatmak için Muğla yöresinde “Kurbanzade gibi maşallah” denilir. Çokça gezerek farklı yerlerde görülen kişiler için de “Kurbanzade’yi geçtin ha!” ibaresi kullanılır. Bu deyişler de bizlere bu kişinin toplumun hafızasında ne derece etkiye sahip olduğunu gösteren birer örnektir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder