KİTABELER
İsmail Hakkı Baltacıoğlu'nun 1927 yılında yayınlanan 'Kitabeler' isimli kitabının 'Muğla' isimli bölümü sadeleştirilerek buraya aktarılmıştır.
MUĞLA
Muğla, eskiden 'Mobella' adıyla bilinen şehrin yerinde bulunmaktadır. O zaman Karya isimli toprakların ikinci derecede şehirlerinden birisiydi. Bugün eski varlığına ait bir
eser yoktur. Kasabanın kuzey tarafındaki yalçın kaya üzerinde kale harabesi kalıntısı bulunmaktadır. Evliya Çelebi kalenin içinde
iki buğday ambarı olduğunu ve batıya bakan bir kapısı bulunduğunu yazar.
1329 ile 1334 yılları arasında burayı ziyaret eden seyyah İbni Battuta şehir hakkında
hiç bir şey yazmıyor; yalnız şeyhlerden fazıl bir zatın zaviyesine misafir olup bu şeyhin kendisini ziyaret ettiği zaman
yemek, meyve ve tatlı getirdiğini ve Muğla'da Milas
sultanı Orhan Bey oğlu İbrahim Bey ile görüşüp kendisine ikram bulunup elbise ihsan eylediğini yazıyor.
Cihannüma, Muğla'nın, Menteşe'nin başşehri olduğunu
yazar başka bir bilgi vermez. Evliya Çelebi hicri 1080'den az sonra burayı ziyaret ederek Muğla'nın, iki bin
yüz yetmiş hane olup evlerinin üzerilerinin toprakla örtülü
bulunduğunu ve on bir mahallesi olduğunu seyahatnamesinin dokuzuncu cildinde yazar.
Menteşe sancağı eski teşkilatımızda Anadolu Beylerbeyliği'ne bağlı olup 53 zeamet ve 381 tımara sahip idi.
Muğla vilayeti şimdi 12.760 kilometre kare alana sahiptir.
Vilayetin; Muğla, Milas, Köyceğiz, Marmaris, Fethiye ve Bodrum,
isimlerinde altı kazası vardır. İl genelinin son sayıma göre 174.687 nüfusu olup bunlardan Muğla kazasının 57.613 kadar nüfusu vardır. Vilayette kilometre kare başına 14 kişi düşer.
MUĞLA'DA ULU CAMİ KİTABESİ
745 Hicri - 1344 Miladi
Halk arasında Elvan Bey camisi ismiyle anılan bu caminin kitabesinden başka eskiliğine delalet eden bir şeyi kalmamıştır.
Cami kareye yakın dikdörtgendir. Şimdiki cami binası
ahşap ve minaresi taştandır.
Evliya Çelebi'nin üzeri toprak örtülü eski cami dediği
mabet budur. Caminin dört satırlık kitabesi cümle kapısının sağ kısmında ve son cemaat yerindeki mihrabın üzerindedir. Sülüs
hatla hak edilmiş kitabe şudur:
Bu cami 1838 ve 1880 senelerinde
iki defa tamir edilmiş olup bunlara ait kitabelerin birincisi
caminin sol duvarında, ikinci de kapının üzerindedir:
İkisin tarh edüp faiz dedim tarihi tecdidin
Bu eşrefdan Abdi zade kıldı sa'yile ihya
Cami sonradan yanmış ve Koca Mustafa Efendi'nin kızı ve Hacı Süleyman Efendi'nin hanımı Hacce Nazife Hanım tarafından yaptırılmıştır. Kapının üzerindeki manzum kitabenin son beyti şudur:
Haherin yapdı ziya söyle mücevher tarihin
Haci Nazife kadın ki yaptı cami enveri
Caminin banisi Menteşeoğlu İbrahim Bey'e ve Menteşeoğullarına dair aşağıda bilgi verilecektir.
Muğla'da hamamı olan Elvan Bey bu camiye sonradan.
vakıf yapmış.
Nefsi Muğla'da Kahraman Bey vakfından 1310 tarihli eski hamam ve hicri 839 tarihli Firuz Bey vakfından yeni
hamam vardır.
Muğla'da Şahidi İbrahim Dede merhumun bir muallim hanesi vardır. Bunun kapısı üzerindeki kitabeyi Evliya Çelebi yazar. Şimdi bu kitabe yoktur. Şahidi 957 hicri senesinde vefat etmiştir. Eserleri meşhurdur. Kayıp kitabe şudur:
ÜÇ ERENLER HANiKAHI
980 Hicri - 1572 Miladi
Muğla'da, üç erenler mescidi ismiyle meşhurdur. Kapısının
üzerinde girift sülüsle dört satırlık şu kitabe vardır:
Kitabenin ikinci satırındaki besmele ile biavnillah terkibinin hesabına göre bu mescid ilk olarak 1572 tarihinde Bayramiye tarikatı hankahı olmak üzere yaptırılmıştır. Yaptıran da Mustafa Çelebi isimli bir zattır.
Muğla'nın Turgut (Leyne) nahiyesi merkezinde tek kubbeli ve metin yapılı Menteşeoğlu İlyas Bey Cami varsa da kitabesi yoktur. Caminin kapısı üzerine ihtimal tamirine
ait şu kitabe konmuşsa da ne isim, nede tarihi vardır:
Bu cami yakınındaki su kaynağının duvarına sonradan
konmuş olan 1368 tarihli bir zaviye kitabesi
görülür. Kitabe dört satırdır.:
Kitabeye göre Hoca Mukbil isminde bir zat hicri 770'de bir zaviye bina ettirmiştir.
***
Eski ismi Ula olan Gökabat nahiyesinin Demir Sofu
mahallesindeki yeni caminin 1376 tarihli şu kitabesi vardır:
Bu cami hicri 777 senesinde Mehmet bin Mustafa tarafından
yaptırılmıştır.
Yine Gökabad'ın Camii Atik mahallesinde 1489 tarihli Ulu Cami kitabesi görülür, tarih encümeni mecmuasında mukayyet olan kitabe şudur:
صاحب المسجد حاجى مصطفى بن شجاع خان بن امره
التاريخ يا الهى قديم تقبل اﻻحسان
Ulu cami de Hacı Mustafa bin Şüca bin Emre isminde bir zat tarafından hicri 895'de yaptırılmıştır. Ben bu Ula ve daha önceki Leyne kitabelerini bizzat görmedim. Muğla eğitim müdürü Fevzi Beyfendi'den rica ettim, gönderdiler.
Evliya Çelebi bu kitabeyi şöyle yazmıştır:
Bana Muğladan gönderilen kitabe ise şöyledir:
yine oradaki
Şüca' hamamı da bunundur.
Gökabad'ın Hacı Mahallesi'nde 1551 ve 1590 tarihlerinde yapılmış olan iki cami daha vardır.
Bunlardan hicri 999 tarihli Hüsam Reis caminin kitabesi Evliya
Çelebide de vardır.
İlahi kabul et bunun hacetin
Habibinle cennette kıl hem celis
Bir eksikli çün dedi tarihini
Acap cuma etti Hüsam reis
Evliya Çelebi bir iki yeri yanlış kayıt etmiş ve tarihini de 988 diye yazmıştır. Caminin banisi Hüsam Reis de caminin
kıble tarafında metfundur.
Yine Ula'da Şeyh Hüsamettin isminde bir zatın türbesi
olup türbe kapısının üzerinde manzum kitabesi vardır. Son
beyti şudur:
Yine orada Şeyh Hüsamettin'in vefatına ait bir manzum
kitabe daha vardır. Üç beyit şudur:
Şeyh Hüsam kitabesini Evliya Çelebi'den naklettim.
Türbe önünde tekkesi de varmış.
***
Muğla'nın Eski Çine kazası merkezinde Menteşeoğlu Gazi Ahmet Bey Camii vardır. Bu eski Çine, şimdi harap
ve köy halinde olup Muğla ve Aydın karayolu üzerindedir.
Aydın tarafından Eski Çine'ye girerken sağda büyük ve tek
kubbeli bir cami ile yanında tuğladan yapılmış bir türbe
görülür. Taşdan yapılan cami, metin olup dikdörtgen şeklindedir. Tul ve arzı on sekiz metre kadardır, Caminin iki kapısı
vardır, biri kuzeye diğeri doğuya açılır. Cami 1904 senesinde tamir olunmuştur.
Caminin kuzey kapısı üzerinde kitabe yeri varsa da taşı
yoktur. Caminin oyma minberinin üzerine ayeti kerime ve
hadisi nebevi hak edilmiştir.
Caminin yanındaki türbe Ahmet Gazi'nin (Peçin) kariyesindeki türbesinin aynıdır. Türbenin alt kısmı mahzen olup
mumya vazına mahsustur.
Türbe kısmındaki sandukalar kaldırılmış ve orası dümdüz bir hale gelmiştir.
Köylülerin rivayetlerine göre burada, emir Ahmet Gazi'nin
biraderi Ahi Bayram isminde bir zat metfunmuş. Diğer
rivayete göre metfun olan zatın adı İbrahim Ethem'miş. Türbe
duvarında kağıda yazılmış İbrahim Ethem ismi vardı.
Çok muntazam ve metin olan bu türbede acaba Orhan
Bey oğlu İbrahim Bey mi metfun?
MİLAS KİTABELERİ
Milas şehri- 32.877 nüfuslu Milas kazası vilayet merkezi olan Muğla'nın batı tarafında, hatta biraz kuzeybatısında bulunur.
Milas, eski devirlerde Karya eyaletinin merkezi olup
pek mamur bir şehir idi. Burası Jüpiter Karyüs mezhebinin
merkezi olduğu için devamlı olarak diğer Karya şehirlerine
üstün konumda olmuştur.
Milas, verimli ve geniş bir ovada kurulmuştur. Etrafındaki dağlarda mermer ocakları vardır, binalarının zarafetini Küçük Asya isimli eserinde Charles Texier söyler. 1201 senesinde Bizans imparatoru Aleksi Lanj'ın amcası olan Jan Lanj'ın gayrı meşru oğlu Mişel Lanj Milas kazasının vergilerini tahsile memur iken imparatora isyan etti ise de yenilerek Anadolu Selçuklu hükümdarı Rüknettin Süleyman'a sığındı ve onun
verdiği kuvvetle Menderes ve Milas çevresini uzun süre elinde bulundurdu.
İbni Battuta, Milas'ın Rum toprakları şehirlerinin en güzel ve büyüklerinden olduğunu, meyve, bostan ve sularının bolluğunu ve Milas'ta Ebu Şüsteri isminde yüz elli yaşında bir
zatla sohbet ettiğini ve orada Ahilerden birinin zaviyesine misafir olduğunu yazar.
Milas ve buraya bağlı yerlerde Menteşeoğulları zamanına ait
eserlere rastlanmaktadır.
Bu caminin tahminen uzunluğu 24,5 eni 26 metredir. Caminin çatısı pek kalın dört köşe, altı kemerli kargir direk üzerine istinat eder. Cami Eğirdir'deki Hızır Bey camine benziyor. Ulu caminin iki kapısı vardır. İkinci kapısının üzerinde evladı olmayan Hacı Mehmet isminde bir zat ile Sert Ahmet kerimesi Fatma hanım bu camiye bir zeytinlik ve bir ev vakfetmişler ve vakfiyenin bir kısmını bu ikinci kapı üzerine hak ettirmişlerdir. Cami tamamen kargir olup etrafındaki medreseler harap olmuştur. Caminin üzerinde bir kubbeden başka kısmı kiremitlidir. Caminin minaresi yoktur, cümle kapısının üzerinde merdivenle çıkılan bir mahal ezan okumaya mahsustur. Caminin dışında ve güney taraflarında kemerli istinat duvarları vardır.
Ahmet Gazi Camisi 1878 yılında tamir edilmiştir. Caminin şimdiki minberinin hiç bir kıymeti yoktur. Eski minber İstanbul müzesine nakledilmiştir. Bu eski minber pek san'atkarane olup kitabesi şudur:
Bu kitabelere göre Ahmet Gazi Cami 1378 senesinde Menteşe oğullarından Ahmet Gazi Bey tarafından yaptırılmış ve minberi de bir sene sonra konulmuştur.
Buna Gök Cami de denir. Bu cami Milas'ın birinci defa Osmanlılar'ın eline geçtiği tarihte Osmanlı emirlerinden Firuz Bey tarafından yaptırılmıştır. Burası 1390'dan 1402 senesine kadar Osmanlılar elinde kaldığından on iki yıllık bu süre, Menteşeoğulları tarihinde bir yönetim boşluğudur. Bu güzel cami baştan başa yontma mermer taştan yapılmıştır. Caminin büyük kapısının üzerinde mermere hak edilmiş sekiz satırlık sülüs kitabe şudur:
Caminin mihrabı çok müzeyyen olup yanlarında kırmızı mermerden iki sütun vardır. Cami kapıdan mihraba kadar tahminen mürtefi kısmında on dört buçuk ve kapıdan mürtefi kısma kadar da beş buçuk ki cem'an yirmi metre uzunluğunda olup arzı da dokuz metredir. Camiye girilince sağ ve solda odalar vardır. Caminin zemini de mermer döşelidir. Cami kapısının önü ve son cemaat yeri basıktır. Asıl camiyle son cemaat yerine birtakım bölmeler vasıtasıyle girilir. Cami son cemaat mahallinden, mermer bir kemerle ayrılmıştır. Cami bir minarelidir. Pencere kenarları istalaktitlerle süslenmiştir.
KÜÇÜK CAMİ KİTABESİ
730 Hicri - 1329 Miladi
Milas'ın Hacı İlyas mahallesindeki Küçük Cami burada Menteşeoğulları'na ait en eski bir eserdir. Hicri 730'da yapılan bu caminin sülüs hatla hak edilmiş
kitabesi şudur:
Cami Menteşe oğullarından Şucaattin Orhan Bey zamanında ve 1329 senesinde Salahattin isminde
biri tarafından yaptırılmıştır. Orhan Bey ve hukümeti zamanı aşağıda yazılmıştır. Evliya Çelebi, Milas'taki ziyaret yerlerini sayarken bir de Salahattin Sultan'ın ismini yazar ki bu
caminin banisi olmalıdır.
-----------------------------------------
MESCİD KİTABESİ
Milas'ta Hoca Bedrettin mahallesindeki medrese içinde
küçük bir mescit vardır.
Mescidin kitabesi noksan olup tarih kısmı ve sahibinin
ismi yoktur.
Noksan olan sülüs kitabe şudur:
و ان المساجد لله فلا تدعوا مع الله احدا
امر بعمارة هذا المسجد المبارك الامير المعظم
( سلطان المعظم = Sultanü'l Muazzam) ve (امير المعظم = Emir-i muazzam) tabirleri Gazi Ahmet Bey'in kitabelerinde görülmektedir. Belki onun zamanına aittir.
AHMET GAZİ CAMİSİ
1378 (h. 780)
Bu cami Milas'ın Hoca Bedrettin mahallesinde olup Menteşe emiri Ahmet Gazi tarafından yaptırılmıştır. Caminin kapısının üzerindeki celi hatla hak edilmiş girift kitabe iki satır olup, birinci satırı iki, ikinci satırı iki buçuk metre uzunluğunda mermer taşa hak edilmiştir. Kitabe şudur:
AHMET GAZİ CAMİSİ
1378 (h. 780)
Bu cami Milas'ın Hoca Bedrettin mahallesinde olup Menteşe emiri Ahmet Gazi tarafından yaptırılmıştır. Caminin kapısının üzerindeki celi hatla hak edilmiş girift kitabe iki satır olup, birinci satırı iki, ikinci satırı iki buçuk metre uzunluğunda mermer taşa hak edilmiştir. Kitabe şudur:
Bu caminin tahminen uzunluğu 24,5 eni 26 metredir. Caminin çatısı pek kalın dört köşe, altı kemerli kargir direk üzerine istinat eder. Cami Eğirdir'deki Hızır Bey camine benziyor. Ulu caminin iki kapısı vardır. İkinci kapısının üzerinde evladı olmayan Hacı Mehmet isminde bir zat ile Sert Ahmet kerimesi Fatma hanım bu camiye bir zeytinlik ve bir ev vakfetmişler ve vakfiyenin bir kısmını bu ikinci kapı üzerine hak ettirmişlerdir. Cami tamamen kargir olup etrafındaki medreseler harap olmuştur. Caminin üzerinde bir kubbeden başka kısmı kiremitlidir. Caminin minaresi yoktur, cümle kapısının üzerinde merdivenle çıkılan bir mahal ezan okumaya mahsustur. Caminin dışında ve güney taraflarında kemerli istinat duvarları vardır.
Ahmet Gazi Camisi 1878 yılında tamir edilmiştir. Caminin şimdiki minberinin hiç bir kıymeti yoktur. Eski minber İstanbul müzesine nakledilmiştir. Bu eski minber pek san'atkarane olup kitabesi şudur:
Bu kitabelere göre Ahmet Gazi Cami 1378 senesinde Menteşe oğullarından Ahmet Gazi Bey tarafından yaptırılmış ve minberi de bir sene sonra konulmuştur.
FİRUZ BEY CAMİSİ
1396 (h. 799)
Buna Gök Cami de denir. Bu cami Milas'ın birinci defa Osmanlılar'ın eline geçtiği tarihte Osmanlı emirlerinden Firuz Bey tarafından yaptırılmıştır. Burası 1390'dan 1402 senesine kadar Osmanlılar elinde kaldığından on iki yıllık bu süre, Menteşeoğulları tarihinde bir yönetim boşluğudur. Bu güzel cami baştan başa yontma mermer taştan yapılmıştır. Caminin büyük kapısının üzerinde mermere hak edilmiş sekiz satırlık sülüs kitabe şudur:
1 بسم الله الرحمن الرحيم امر بعارة
Caminin mihrabı çok müzeyyen olup yanlarında kırmızı mermerden iki sütun vardır. Cami kapıdan mihraba kadar tahminen mürtefi kısmında on dört buçuk ve kapıdan mürtefi kısma kadar da beş buçuk ki cem'an yirmi metre uzunluğunda olup arzı da dokuz metredir. Camiye girilince sağ ve solda odalar vardır. Caminin zemini de mermer döşelidir. Cami kapısının önü ve son cemaat yeri basıktır. Asıl camiyle son cemaat yerine birtakım bölmeler vasıtasıyle girilir. Cami son cemaat mahallinden, mermer bir kemerle ayrılmıştır. Cami bir minarelidir. Pencere kenarları istalaktitlerle süslenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder